Engelli çocuğun gürültüsünden dolayı komşularıyla sorun yaşayanlar varsa işe yarayan bir karar T.C. YARGITAY 18. HUKUK DAİRESİE. 2003/4759 K. 2003/5686 T. 30.6.2003DAVA : Dava dilekçesinde rahatsız edici davranışların önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:KARAR : Dava dilekçesinde, davalı kat malikinin zihinsel özürlü çocuğunun bağırma, sert cisimlerle eşyalara ve yere vurup gürültü yapma gibi eylemlerinden dolayı rahatsız olunduğu ileri sürülerek gürültü ve rahatsız edici eylemlere son verilmesi hususunda davalıya süre verilmesi, aksi halde Kat Mülkiyeti Yasasının 33/3 ve 25. maddeleri gereğince işlem yapılabileceğinin ihtar edilmesi istenilmiş, mahkemece dava kabul edilerek davalıya, çocuğunun kat maliklerini gürültü ve rahatsız edici eylemlerine son vermesi için 2 ay süre verilmiş, bu süre içinde karar gereği yerine getirilmediği takdirde yasanın 33/3 ve 25. maddelerine göre işlem yapılabileceğine karar verilmiştir.Kat Mülkiyeti Yasasının 18. maddesi hükmüne göre kat malikleri, gerek bağımsız bölümlerini gerek eklentileri ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kaidelerine uymak, özellikle birbirini rahatsız etmemek, birbirinin haklarını çiğnememek ve yönetim planı hükümlerine uymakla karşılıklı olarak yükümlüdürler. Bu yükümlülüğe uyulmaması halinde oluşan rahatsızlığın giderilmesi için alınması gereken tedbirlerin neler olduğunu belirlemek ve bu tedbirlerin alınmasına hükmetmek de mahkemenin görevidir.Kat malikleri ve diğer sakinlerin, hayatın olağan akışı içerisindeki ses ve eylemlerden doğan ve tahammül sınırlarını aşmayan ses, gürültü ve benzeri olgulara karşılıklı olarak katlanmaları gerekir. Bu bağlamda zihinsel özürlü bir çocuğun bu durumundan kaynaklanacak olan ses ve gürültülerden, makul ve tahammül edilmesi gereken düzeyde kaldığı sürece rahatsız olunduğu iddia edilemez.Tahammül edilmesi gereken rahatsızlığın ölçüsünün, bu davada rahatsızlık verdiği ileri sürülen ses ve gürültü kaynağının herhangi bir makine, alet veya evcil hayvan olmayıp bir çocuk olduğu da gözetilerek tespit edilmesi gerekeceği de açıktır.Zihinsel özürlü bir çocuğun çıkardığı seslerin ve yaptığı gürültülerin üst ve alt katlarda bizatihi duyulmakta olması kat maliklerine rahatsızlık verildiği anlamına gelmez ve rahatsızlık, kişiye göre farklı algılanıp yorumlanabilen bir kavram olup, konunun objektif kıstas ve ölçü boyutlarında değerlendirilip nitelendirilmesi, tahammül sınırlarını aşan ses ve gürültünün bu sınıra çekilmesi için gereken tedbirlerin neler olduğunun belirlenmesi ve bu tedbirlerin alınmasına karar verilmesi gerekmektedir.Davalının, çocuğuna gerekli tıbbi bakımı yaptırmakta olduğu, çocuğun ailesi yanında kalması gerektiği, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları uzmanlarından oluşan bilirkişi kurulunun düzenlediği rapordan anlaşılmakta olup, davalıya bu yönde yüklenebilecek bir kusur veya alması emredilecek bir tedbir bulunmamaktadır.Bu bakımdan zihinsel özürlü bir çocuğun çıkardığı sesler ve yaptığı gürültünün uzman bilirkişiler aracılığı ile ölçümleme yapılarak tahammül edilebilir sınırı aşıp aşmadığının tespit edilmesi ve aşıyorsa ekonomik bir şekilde bu sınıra ne tür önlem ( ses yalıtımı vb. ) alınarak düşürülebileceğinin yine bilimsel esaslara dayalı olarak saptanması gerekir. Salt tanık anlatımlarına dayalı olarak tahammül sınırlarını aşan ses ve gürültünün varlığının kabulü ile alınacak önlemler belirtilmeden, insancıl yöntemlerle infazı mümkün olmayacak biçimde “eylemlere son verilmesine” şeklinde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak uzman bilirkişiler vasıtasıyla mahallinde keşif ve uygulama yapılmalı, alınacak bilirkişi raporunun bozma ilamına uygunluğu da denetlenerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.